"Artroskopik Cerrahi"
1972 de artroskop denen aletin geliştirilmesine kadar diz ve diğer
eklemlerin zedelenmeleri çoğu zaman ameliyatı, uzun süre hastanede
kalmayı ve uzun ıstıraplı bir iyileşme devresini gerektiriyordu.
Bazı problemlerin hala dizde veya omuzda rekonstrüktif cerrahi
amaçlarıyla büyük ameliyat yerleri açılmasını gerektirmesine rağmen
daha az ciddi olan birçok zedelenmeler şimdi artroskopla
düzeltilmektedir.
Alet
Artroskop (Artro eklem demektir. Skopda bakmak) bir tüp,
büyüteçlerden meydana gelmiş bir optik sistem ve bir fiberoptik ışık
kaynağından meydana gelmiştir.
Prosedür
Bir anestezik verildikten sonra (ya lokal ya genel) dizkapağının
(veya omuz veya incelenecek olan başka herhangi bir eklemin) bir
kenarında küçük bir kesi yapılır.
Bu kesi (insizyon) çoğu zaman o kadar küçüktür ki,işlemin
tamamlanmasından sonra kapatmak için dikiş gerekmez.
Ondan sonra artroskopun tüpü içeriye yerleştirilir. Gözetleme
bölümünden veya ekranda doktor mafsalın içine bakabilir. Mafsal
boşluğuna, genişletmek ve görünebilir olma durumunu arttırmak için
steril bir sıvı enjekte edilebilir.
Olanaklar
Mafsala girdikten sonra artroskop sadece dokuları muayene etmek
değil; eklenen aletlerle biyopsi örneği alma ve hatta büyük bir
ameliyat yapma olanaklarını vermektedir. Boşlukta dolaşan kıkırdak
parçacıkları çıkartılabilir ve ufak yırtıkların ve diğer diz
rahatsızlıkları bu şekilde tedavi edilebilir. Artroskop çeşitli
hastalıkların teşhisinde de değer taşımaktadır.
İyileşme Devresi
Mafsalın açıldığı geleneksel tekniklerin aksine, artroskopiden sonra
mafsalın iyileşmesi için çok az bir süreye gerek duyulur.
Prosedürün bir saatten fazla sürdüğü nadirdir ve hasta bundan kısa
bir süre sonra evine dönebilir. Mafsalların birkaç gün şiddetli
fiziki aktiviteye maruz kalmaması gerekse de çoğu zaman faaliyetlere
derhal başlanabilir.
Artroskopik Cerrahi :
Artroskopi, Ortopedik Endoskopinin bir dalıdır. Artroskopi,
Artroskop adı verilen bir aletle eklem içinin görüntülenmesidir.
Önceleri sadece tanı amacıyla kullanılan Artroskopların yardımıyla
bugün artık çeşitli ameliyatlar yapılabilmektedir. Böylece
Artroskopi, günümüzde tanısal Artroskopi ve Artroskopik Cerrahiye
verilen isim olmuştur.
Artroskopik ameliyatlar kapalı ameliyatlar olarakta adlandırılırlar.
Tekniğin, klasik ameliyatlara göre üstünlüğü eklemin açılmamasından
ileri gelmektedir. Ameliyat sonrası komplikasyonların çok azalması,
rehabilitasyonun kısa ve kolay olması ve böylece erkenden normal
günlük aktivitelere, işe, spora, dönebilme olanağı Artroskopik
ameliyatların başlıca avantajlarıdır.
Artroskopi diz, omuz, dirsek, ayakbileği, elbileği, kalça ve
parmaklardaki eklemlerde yapılabilmektedir.
Artroskobi Tarihçesi :
Eklem içini bir endoskopik cihazla görebilme yolunda dünyadaki ilk
çalışmalar birbirinden bağımsız olarak İsviçre’li Ongen Bircher
(1926) ve Japon Kenji Tagaki (1931) tarafından yapılmıştır. Bircher
1919-1920 yıllarında Jakabeous laporoskopu ile kadavra dizlerinde
çalışmalar yapmıştır. 1921 yılında 18 hastanın dizinde yaptığı artro
endoskopinin ilk sonuçlarını içeren tarihi çalışmasını
yayınlamıştır.
İkinci Dünya Savaşı Artroskopinin gelişmesinin bir süre
engellemiştir. Sonraki yıllarda Japon Watanabe’nin çalışmaları
Artroskopinin yaygın olarak kullanımını teşvik etmiştir. 1957’de
Watanabe’nin ilk Artroskopi atlasını çıkarması bu alanda ki
çalışmalarda bir dönüm noktası olmuştur. Bu dönemde Avrupa’daki ilk
yayınlar 1955 ve 1956 yıllarında Fransız Hurter ve Imbert tarafından
yapılmıştır.
Artroskopik cerrahiye ait ilk uygulama Japon bilim adamı
Watanabe’dir. İlk ameliyatı 1962 yazında gerçekleştirmiştir.1970 li
yıllar Artroskopi ve Artroskopik cerrahinin büyük hızla geliştiği
yıllar olmuştur. Bu yıllarda Japonya’da, A.B.D’de, İngiltere’de,
İsveç’te, Almanya’da, Fransa’da, Avustralya’da, Hollanda’da bulunan
bazı araştırmacılar tekniğin Dünya’da hızla yayılmasına öncülük
etmişlerdir.